Yol uzun şimdi, gidiyorum evet, hiçbir şey bilmeden, tüm bilinmeyenler gibi
Uyan diyorum ey gözlerim sabahın tan yeri ağarmadan uyan, gittiğin yolu gözle
Öyle bir şehir ki dağları sarıya çalan, sandım ki! Hep sonbahar buralar
Benzemiyor bizim oralara, neden bilmem
Elimde değil inan özledim yine Anne
Kekik kokan dağlarımı, yeşili tükenmeyen yamaçlarını
Yol çok uzunmuş sevdiğim, yalnızlık sarıyor etrafımı
Halbuki nasılda davetkar bir yoldun gözlerime
Muhabbetleri samimi, insanlar çıkıyor biraz ilerde yolumuza
Sohbet koyulaşıyor, eskiden kalma yer etmiş silinmeyen anılar dilimizde
Gecenin koyu karasında sen düşüyorsun yine aklıma
Bilirler mi acaba, kapana baştan sıkışmış bir yürek var, bura(da).
Seni özlediğim kadar, sende özlüyor musun bilmem ki! beni
İnan bitmiyor, bilmediğim bu ellerde uzun mu uzun yollar
Cevapsız işte yine tüm sorular, çoğalıyor söylemese dilimde
Ah yok mu? O sensizliği yüreğime bırakıp giden, gün batımı
Kalbim başladı, kimseler göremese de gözyaşlarına
Gün karaya vurdu yine cansız mı ki! Şu denizyıldızları da
Bitmeyecek bir yola koyuldum
Sonu gelmeyen, sonu gelemeyecek, muammadır gidilen yol
Çektiğim azap olsa da, ne gam nede keder
Ben azabımda, sel olup aksamda, Yarada’ na sığındıktan sonra
Bundan büyük mutluluk kim ki verebilir bana!!!
Yol uzun bir şey söylemek, yok yok bir şey söylemeden gitmek
En mutlu anlarım seninle baş başa söyleştiğim anlarımdır
Ne o benden ayrı şimdi, nede ben ondan farklıyım bildiğiniz gibi
Hep aynı işte, hepimiz kitap aralığıyız hayatta
Doğru yerden ayırmalıyız, kitap bitmeden
Yol uzun mu uzun, kabe eşiğinde edilen bir dua dilimde
‘Ya Rabbi belayı AŞK ile kıl aşina beni
bi dem belayı AŞK’tan kılma cüda beni’ sayıklıyordum gün ışıklarıyla yüzümde seni
Bilmem ama, Her kez aşktan nasibini aynı almamış ne yazık ki
Hz. Osman’ın da dediği gibi duyduğum en umut verici söz bu
’Nasip etmeyeceği şeyi hayal ettirmez yaradan’.
Yalan dünyaya kanmadan
Ya da beni tılsımlayan, denize vuran dolunay gibisin sevdiğim
Yol boyu hayallerimi yokladım durdum
Meğer hayal bile edemeyeceğim anlarda nasip olmuş kısacık ömrümde bana
Nasip olup ta hayat boyu olmayacakları da koynuna alıp gizlemeli
İnsan bir an bile yorulmadan
Mevsim sonbahar galiba yada ,bende bitmeyen bir sonbahar
Göreme mükemmel yerlisi yabancısı
Her biri tarihin bir yerinden kalma
Tepelerden sizi izleyen peribacaları takılıyor gözlerime
Hoş geldin der gibi hakim tepelere
Etraf sarıyla yeşilin buluşmasıyla karamel
Güzü sıcak, gecesi soğuk Avanos’a giderken önce yüreğinizi sonra üzerinizi örtün
Üşümeyin ve unutmayın sakın soğu ayaz mı ayaz
Aynı yüreğim gibi kararlıda olsa, geçişleri acı çektiriyor bana
Ne çare ,gündüzü sıcağında gecesi soğundan yanık
Ihlara vadisi var yok arası bölük bölük gecenin karanlığında,
Elimde dumanı üstünde kahvemle vadiyi seyrederken
İhtişamı ise bitmiyor dönüş yolunda üzüntü ardımda
Biraz uzaktan sesler geliyor dalga dalga
Bende eşlik ediyorum türküye ‘ yazması oyalı kundurası boyalı yar benim ‘
Fuzülinin rana makamı geliyor aklıma
Bir daha gıpta ediyorum yürekten
Müptelası olunası, çoktan geciken beyitler
Her sayfaya şifrelenip yazılanlardır şimdi
Hem gidilen , hem de bırakıp ta gidilmeyen…
FACEBOOK YORUMLAR